Kumsalda uzanmış, güneşlenirken, denizin içinde yelkeniyle süzülen rüzgâr sörfçüsüne eminim hayatında bir kez bile olsa imrenmiştir. İyi bir rüzgâr sörfçüsünü izlemek büyük keyif olsa gerek… Tahtalar ve yelkenler yine denizlerde, kelebekler gibi masmavi deniz üzerinde uçma zamanı…
Denizde yüzmek kadar uçması da ayrı zevkli!!!
Islanmaktan pek hoşlanmayan ben bile yazarken heveslendim, geçen yaz plajda rüzgâr sörfü derslerini reddettiğim için şimdi çok pişmanım. Öyle ki artık rüzgâr alan her plajda çok sayıda kurslar var. Ücretleri makul, eğitimi veren gençler rüzgâr sörfü yapmak çok zor, tahtanın üzerinde durmak bile emek istiyor. Yeterli zevki alabilmeniz için bir yaz tatili süresi kadar zamana ihtiyacınız olabilir.
Önce biraz sabır gerek
Rüzgâr sörfü, büyük dalgaların kırıldığı özel kumsallar gerekmediğinden oldukça yaygın. Bu kadar çok ilgi görmesinin birden çok sebebi var mutlaka, ama en çok arzulanan dalgaların üzerinden uçarcasına kaymak, elbette bu aşamaya gelebilmek için sabırlı olmak şart. Biraz yelken bilgisinin de faydası olacaktır. Denge bu spor için en önemli şeylerden biridir, bu yüzden ilk eğitim karada başlar, denge ve duruş pozisyonu çalışılır ve suya inilir. Suda yapılan eğitimde sörf tahtasına çıkma ve düşmeden dururken, yelkeni kaldırma ve kontrollü bir şekilde dalgaların üzerinde kaydırmadır. Maalesef, yazıldığı gibi kolay değil, ilk günlerdeki düşme ve ısınmalara, akşamları sırt ve omuz ağrıları eşlik eder.
CALIFORNIA’LI İKİ GENCİN BULUŞU
Diğer spor dallarıyla kıyaslandığında oldukça yeni sayılan bu spor, pek çoğumuzla neredeyse aynı yaşta… Kesin doğum tarihi olmasa da bir spor olarak resmen kabulü 1970’lere dayanıyor. Kaynaklarda yazıldığına göre 1968 yılında ABD’nin California eyaletinden iki arkadaş Jim Drake ve Hoyle Schweitzer, yelkenli ve sörf sporunu birleştirip, bu melez sporu ortaya çıkarmıştır. Bir denizci olan Jim ve bir sörfçü olan Hoyle bu spora (WindSurf) rüzgâr sörfü adını vermiştir. Yarattıkları heyecan dolu buluşlarının başta Amerika ve Avrupa’da yayılışını izlemek şansını yakalamış bu ikilinin en büyük başarısı buluşlarına patent almış olmaları. Keza 1964 yılında yine ABD’nin Pennsylvania eyaletinden Newman Darby ‘sailboard’ adını verdiği ilk rüzgâr sörfünü icat etmiş fakat patentini almaya gerek görmemiş, Bundan habersiz windsurf’ü 1968 de bulan diğerleri 1970’te windsurf’ün patentini almışlar ve aralarında sürekli hukuk mücadelesi başlamıştır.
Maceracı bir sörfçü olan Mike Waltze; rüzgâr sörfünü dalga boyuna uygulayarak, 1980’lerde extreme sports meraklarının ilgisini rüzgâr sörfüne çekmeyi başarmış ve Robby Naish sayesinde rüzgâr sörfünün ünü tüm dünyaya yayılmış. Bu aynı zamanda rüzgâr sörfünün long board ve shot board olmak üzere iki ana koldan gelişmesine sebep olmuş, son zamanlarda ise az rüzgâr koşulları için tasarlanmış, kısa ve geniş formula boardları yaygınlaşıyor. Devamı...
İstanbul Sanayi
www.istanbulsanayi.com
www.istanbulsanayi.com
Bursa Sanayi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder