Blog Listem

5 Ağustos 2014 Salı

Kösem Sultan

kosem-sultan
Kösem Sultan Doğumu 1590- Ölümü 2 Eylül 1651 Ünvanı – Haseki Mâh-Peyker Kösem Valide Sultan, Osmanlıda devlet hizmetinde kalıcı bir rol oynamış Haseki Sultan ve Valide Sultan olarak geçer. Osmanlı padişahı I. Ahmed’in hatunu olup, padişah IV. Muradve I. İbrahim’in validesidir. Osmanlı tarihinin en iradeli kadın sultanların dandır. Yaşamı tiyatro oyunlarına, romanlara, opera eserlerine ilhan vermiş ve konu olmuştur. Valide-i Muazzama, Valide-i Kebire, Sahibet-ül Makam, unvanlarıyla da anılan Kösem Sultan, oğulları 4. Murat ve İbrahim ile torunu dördüncü. Mehmet döneminde uzun seneler devlet yönetiminde etkili olmuş bir Hanım Sultan’dır.

Kösem Sultan Hayatı Konu başlıkları

  • 1 Saraydaki Yaşamı
  • 2 Hayır İşleri
  • 3 Popüler kültüre etkileri
  • 4 Kaynaklar

Kösem Sultanın Saraydaki Yaşamı

Topkapı Sarayı’nın haremine cariye olarak girmeden evvel nasıl bir yaşam sürdüğü, nerede doğduğu tartışmalıdır.Bosnalı ve Rum asıllı veya  olduğuna dair bilgiler bulunan Kösem Sultan’ın 1590 senesinde Anastasya adıyla doğduğu, Bosna Beylerbeyi tarafından İstanbul’a kızlarağasına gönderildiği söylenir. I. Ahmet’in dindarlığı ve devlet adamlığı kabiliyeti bilinmektedir, bu karakterde ve kabiliyette olan bir padişahı etkisi altına aldığı anlaşıldığında Kösem Sultan’ın ne derece maharetli ve akıllı, zeki olduğu anlaşılır. On beş yaşındayken I. Ahmet’e Haseki olmuştur ve kısa zamanda kendinden rütbede yüksek olan hasekilerin önüne geçmeyi başarmıştır. Kösem Sultan, çocukları Murat, İbrahim, Süleyman ve Kasım adında erkek şehzadelerin ile beraber; Ayşe ve Fatma isminde sultanlar dünyaya getirmiştir. Bilim Tarihçilerin anlattıklarına göre, Kösem Sultan zamanlarında huzurlu bir yaşam sürmüş, tasavvufa’da meraklı olan I. Ahmet ile birlikte dergahları zayaret etmiş ve çocuklarıyla ilgilenmiştir. Dirençli bir kişiliği olan I. Ahmet, küçük yaşta pahitahta geçmesine rağmen babası gibi dış seslerin etkisi altında kalmadığını ispatlamak konusunda çok titizdi. Kösem Sultan bu nedenle I. Ahmet zamanında siyasi işlere fazla bulaşmamış; ama çoğu zaman da verdiği sözünü yerine getirtmiştir. I. Ahmed vefatıyla Kösem Sultan 27 yaşında dul kalmıştır.  22 Kasım’ı bağlayan gece 1617 yılında kocasının 27 yaşında vefat etmesi onu derinden zorlamıştır. Eşi ölünce önce tahta geçen eşinin kardeşi Sultan I. Mustafa ve daha sonra da eşinin başka bir kadından olma oğlu Sultan II. Osman zamanında ülke işlerinde etkinliği arttı. Fakat II. Osman çocuk yaşta olmakla birlikte Kösem Sultan’ın devlet işlerine çok karışmasından oldukça rahatsız oldu ve zannedilen annesi Valide Sultan Mahfiruz Hadice Sultan’ın da etkisiyle onu önceki sarayına gönderdi. Saltanatın merkezinden gönderilmiş ve gözden düşmüş sultanlar arasındaki yerini almış olan Kösem Sultan, Genç Osman’ın saltanattan indirilmesi ve tekrar yerine geçen I. Mustafa’nın da tekrar tahttan indirilmesi üzerine sonunda kendi oğlu IV. Murat’ı tahta çıkarttı ve Valide Sultan olarak Topkapı Sarayı’na tekrar yerleşti. IV. Murat tahta çıktığında sadece on bir yaşındaydı ve Kösem Sultan artık oğlu sayesinde Osmanlı devletini büyük ölçüde yönetmeye başladı.
Kösem Sultan’ın saltanat zamanı, 4. Murat’ınyönetimi tam olarak ele geçirmesine kadar sürmüştür. Yıllar geçtikçe  Sultan IV. Murat olgunlaşarak validesinin faaliyetlerini bir ölçüde engel olmaya başladı. Lakin; küçüklüğünden beri validesinin telkinleri etkisinde olan 4. Murat, bir çok zaman validesinin fikirlerini önemsemeye devamını sağladı. Kösem Sultan; yönetimi ele geçirme teşebbüsünde olan Süleyman ve Kasımın, IV. Murat tarafından katline engel olamadı; ancak Şehzade İbrahim’in katledilmesini; onun saltanatın ağırlığını kaldıramayacak kadar aciz olduğunu söyleyip, öldürülmesine engel olabildi. Sultanın erken yaşta ölmesi üzerine tahta Kösem Sultan’ın bir diğer oğlu Şehzade İbrahim çıktı. Sultan I. İbrahim şehzadeliği zamanında sürekli katledilme korkusu yaşadığı için içten içe psikolojisi bozuktu ve bu durum Osmanlı’da silsile boşluğu doğurmuştur. Başkentte yeni çekişmeler oluşması baş göstermiştir: Ulemalar, kapıkulu askerleri, vezirler ve saray erkânı saltanatta kendilerinin daha fazla nasıl söz hakkı olabileceklerinin ince hesaplarını yapmaya başlamışlardır. Otorite boşluğu bu tür çabalara neden olduğundan; evvelden beri yönetmeye hevesli olan Kösem Sultan artık harekete geçerek; bir kukla sultanı olarak öne çıkardığı oğlu Sultan İbrahim döneminde yeniden hanedan işlerinde aktif görevi almıştır. Sultan İbrahim tahta çıktığında Osmanlı Hanedanı büyük bir sorunla daha karşılaştı.
Sultan İbrahim hanedanın bir erkek varisi durumundaydı ve çok çabuk bir şekilde hanedanın sürekliliğini sağlama zorunluluğu vardı. Oysa I. İbrahim bir ölçüde dengesiz olduğu görünüyor ve cariyelerle olan ilişkilere ilgi duymuyordu. Osmanlı Devlet hanedanının devamını sağlama görevi artık büyük ölçüde Kösem Sultan’ın elindeydi Anne Valide Kösem Sultan, aklından ve acemiliğinden üzüntü duyduğu evladını hem avutabilmek ve hem de Osmanlı hanedanının sürekliliği için oğluna sürekli cariyeler takdim etti. Sarayda hasekiler ve cariyeler hazinenin kasasına büyük yük getirmiş, saraydaki cariyeler arasında da şiddetli nifak çatışmaları baş göstermişti. I. İbrahim’in psikolojik sorunlarına çare bulmak adına hem de olası şehzade sahibi olması için ülkenin her bir tarafından cinci hocalar, üfürükçüler çağırtıldı. Üfürükçülerin bilinen en ünlü hocası meşhur Safranbolulu Karabaşzade Hüseyin Efendiydi. Sultan I. İbrahim’in tahta çıkmasından iki yıl sonra oğulları Şehzade Mehmet, Şehzade Süleyman ve Şehzade Ahmet dünyaya geldi. Artık hanedanın devamı sağlanmış oldu. Valide Kösem Sultan buna karşılık olarak Cinci Hüseyin Efendi’ye Kastamonu Safranbolu da ve daha sonra cinci hanı olarak anılan hanın inşaat masraflarına yetecek kadar para verdi. Ve hatta Cinci hoca dahada güçlendi ki Cinci Hoca’nın öldürülmesinden sonra devletin hazinesine aktarılan paralar yeniçeriye cülus olarak dağıtıldı ve bu akçeye halk arasında ‘cinci hoca akçesi’ diye dilden dile anılır oldu. Sultan 1. İbrahim’in bir süre sonra validesini devlet işlerine karıştırmamaya ve uzaklaştırmaya başlaması hatta eski saraya gönderme çabası karşısında nüfuzu kırılır gibi olmuşsa da, Sultan İbrahim’in tahttan indirilmesi ve yerine çocuk yaştaki Şehzade Mehmet’in padişah olması, Valide Kösem Sultan’ın durumunu tekrardan güçlendirmiştir. Neticede Valide Kösem Sultan, 4 padişah döneminde devletin yönetici vasfı olmaya devam etmiştir. O zamanda herkes kendisine “vâlide-i muazzama” diyerek saygı ve sevgi göstermiştir. Valide Kösem Sultan’ın bu derece güçlenip nüfuz kazanması saraydaki ağaların yardım etmesiyle olmuştur. Daha öncelikle Harem ve Dârüssaade ağalarını, devamında de Yeniçeri ağalarının da güvenini arkasına alarak ipleri kendisi aline alıp idareyi yönlendirmiş, Şahsına karşı olabilecek bütün güç odaklarını yeniçeriler vasıtasıyla yok etmiştir.  Saltanat içerisinde bulunduğu olumsuz durumlar, yeni sultanın validesini devlet idaresinde daha fazla işler yapmaya zorlayınca, Valide Kösem Sultan’la Hatice Turhan Sultan arasında büyük bir rekabet oluşur. Valide Kösem Sultan bu durumun ancak yeni bir evladın padişah olmasıyla sağlanabileceğini düşünerek Şehzade Süleyman lehinde çalışmalara başlamıştır. Hatice Turhan Sultan’ın, bu durumun bir cariye vasıtasıyla öğrenmesi Valide Kösem Sultanın planını bozguna uğratır. Bu sırada yeniçerilerin ayaklanması, Turhan Valide Sultan’ın payitaht yardımcıları olan ağalarının Mısır’a Ülkesine sürgün edilmesini istemişlerdir. Bu tehlikeli durum karşısında harekete geçen Turhan Sultan, kendi ağalarının da yardımıyla Osmanlı Devlet tarihinin belki de en kudretli ve güçlü kadını olan Valide Kösem Sultan’ı ortadan kaldırtır. Valide Kösem Sultan’ın kabri, kocasının Sultan Ahmet Camii’ndeki I. Ahmet türbesine defnedilmiştir. Ve bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar görevlendirilip iş başına getirildi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet üzerindeki siyasetindeki etkileri sona ermiş oldu.
Topkapı Sarayı’nın haremine cariye olarak girmeden evvel nasıl bir yaşam sürdüğü, nerede doğduğu tartışmalıdır.Bosnalı ve Rum asıllı veya  olduğuna dair bilgiler bulunan Kösem Sultan’ın 1590 senesinde Anastasya adıyla doğduğu, Bosna Beylerbeyi tarafından İstanbul’a kızlarağasına gönderildiği söylenir. I. Ahmet’in dindarlığı ve devlet adamlığı kabiliyeti bilinmektedir, bu karakterde ve kabiliyette olan bir padişahı etkisi altına aldığı anlaşıldığında Kösem Sultan’ın ne derece maharetli ve akıllı, zeki olduğu anlaşılır. On beş yaşındayken I. Ahmet’e Haseki olmuştur ve kısa zamanda kendinden rütbede yüksek olan hasekilerin önüne geçmeyi başarmıştır. Kösem Sultan, çocukları Murat, İbrahim, Süleyman ve Kasım adında erkek şehzadelerin ile beraber; Ayşe ve Fatma isminde sultanlar dünyaya getirmiştir. Bilim Tarihçilerin anlattıklarına göre, Kösem Sultan zamanlarında huzurlu bir yaşam sürmüş, tasavvufa’da meraklı olan I. Ahmet ile birlikte dergahları zayaret etmiş ve çocuklarıyla ilgilenmiştir. Dirençli bir kişiliği olan I. Ahmet, küçük yaşta pahitahta geçmesine rağmen babası gibi dış seslerin etkisi altında kalmadığını ispatlamak konusunda çok titizdi. Kösem Sultan bu nedenle I. Ahmet zamanında siyasi işlere fazla bulaşmamış; ama çoğu zaman da verdiği sözünü yerine getirtmiştir. I. Ahmed vefatıyla Kösem Sultan 27 yaşında dul kalmıştır.  22 Kasım’ı bağlayan gece 1617 yılında kocasının 27 yaşında vefat etmesi onu derinden zorlamıştır. Eşi ölünce önce tahta geçen eşinin kardeşi Sultan I. Mustafa ve daha sonra da eşinin başka bir kadından olma oğlu Sultan II. Osman zamanında ülke işlerinde etkinliği arttı. Fakat II. Osman çocuk yaşta olmakla birlikte Kösem Sultan’ın devlet işlerine çok karışmasından oldukça rahatsız oldu ve zannedilen annesi Valide Sultan Mahfiruz Hadice Sultan’ın da etkisiyle onu önceki sarayına gönderdi. Saltanatın merkezinden gönderilmiş ve gözden düşmüş sultanlar arasındaki yerini almış olan Kösem Sultan, Genç Osman’ın saltanattan indirilmesi ve tekrar yerine geçen I. Mustafa’nın da tekrar tahttan indirilmesi üzerine sonunda kendi oğlu IV. Murat’ı tahta çıkarttı ve Valide Sultan olarak Topkapı Sarayı’na tekrar yerleşti. IV. Murat tahta çıktığında sadece on bir yaşındaydı ve Kösem Sultan artık oğlu sayesinde Osmanlı devletini büyük ölçüde yönetmeye başladı.
Kösem Sultan’ın saltanat zamanı, 4. Murat’ınyönetimi tam olarak ele geçirmesine kadar sürmüştür. Yıllar geçtikçe  Sultan IV. Murat olgunlaşarak validesinin faaliyetlerini bir ölçüde engel olmaya başladı. Lakin; küçüklüğünden beri validesinin telkinleri etkisinde olan 4. Murat, bir çok zaman validesinin fikirlerini önemsemeye devamını sağladı. Kösem Sultan; yönetimi ele geçirme teşebbüsünde olan Süleyman ve Kasımın, IV. Murat tarafından katline engel olamadı; ancak Şehzade İbrahim’in katledilmesini; onun saltanatın ağırlığını kaldıramayacak kadar aciz olduğunu söyleyip, öldürülmesine engel olabildi. Sultanın erken yaşta ölmesi üzerine tahta Kösem Sultan’ın bir diğer oğlu Şehzade İbrahim çıktı. Sultan I. İbrahim şehzadeliği zamanında sürekli katledilme korkusu yaşadığı için içten içe psikolojisi bozuktu ve bu durum Osmanlı’da silsile boşluğu doğurmuştur. Başkentte yeni çekişmeler oluşması baş göstermiştir: Ulemalar, kapıkulu askerleri, vezirler ve saray erkânı saltanatta kendilerinin daha fazla nasıl söz hakkı olabileceklerinin ince hesaplarını yapmaya başlamışlardır. Otorite boşluğu bu tür çabalara neden olduğundan; evvelden beri yönetmeye hevesli olan Kösem Sultan artık harekete geçerek; bir kukla sultanı olarak öne çıkardığı oğlu Sultan İbrahim döneminde yeniden hanedan işlerinde aktif görevi almıştır. Sultan İbrahim tahta çıktığında Osmanlı Hanedanı büyük bir sorunla daha karşılaştı.
Sultan İbrahim hanedanın bir erkek varisi durumundaydı ve çok çabuk bir şekilde hanedanın sürekliliğini sağlama zorunluluğu vardı. Oysa I. İbrahim bir ölçüde dengesiz olduğu görünüyor ve cariyelerle olan ilişkilere ilgi duymuyordu. Osmanlı Devlet hanedanının devamını sağlama görevi artık büyük ölçüde Kösem Sultan’ın elindeydi Anne Valide Kösem Sultan, aklından ve acemiliğinden üzüntü duyduğu evladını hem avutabilmek ve hem de Osmanlı hanedanının sürekliliği için oğluna sürekli cariyeler takdim etti. Sarayda hasekiler ve cariyeler hazinenin kasasına büyük yük getirmiş, saraydaki cariyeler arasında da şiddetli nifak çatışmaları baş göstermişti. I. İbrahim’in psikolojik sorunlarına çare bulmak adına hem de olası şehzade sahibi olması için ülkenin her bir tarafından cinci hocalar, üfürükçüler çağırtıldı. Üfürükçülerin bilinen en ünlü hocası meşhur Safranbolulu Karabaşzade Hüseyin Efendiydi. Sultan I. İbrahim’in tahta çıkmasından iki yıl sonra oğulları Şehzade Mehmet, Şehzade Süleyman ve Şehzade Ahmet dünyaya geldi. Artık hanedanın devamı sağlanmış oldu. Valide Kösem Sultan buna karşılık olarak Cinci Hüseyin Efendi’ye Kastamonu Safranbolu da ve daha sonra cinci hanı olarak anılan hanın inşaat masraflarına yetecek kadar para verdi. Ve hatta Cinci hoca dahada güçlendi ki Cinci Hoca’nın öldürülmesinden sonra devletin hazinesine aktarılan paralar yeniçeriye cülus olarak dağıtıldı ve bu akçeye halk arasında ‘cinci hoca akçesi’ diye dilden dile anılır oldu. Sultan 1. İbrahim’in bir süre sonra validesini devlet işlerine karıştırmamaya ve uzaklaştırmaya başlaması hatta eski saraya gönderme çabası karşısında nüfuzu kırılır gibi olmuşsa da, Sultan İbrahim’in tahttan indirilmesi ve yerine çocuk yaştaki Şehzade Mehmet’in padişah olması, Valide Kösem Sultan’ın durumunu tekrardan güçlendirmiştir. Neticede Valide Kösem Sultan, 4 padişah döneminde devletin yönetici vasfı olmaya devam etmiştir. O zamanda herkes kendisine “vâlide-i muazzama” diyerek saygı ve sevgi göstermiştir. Valide Kösem Sultan’ın bu derece güçlenip nüfuz kazanması saraydaki ağaların yardım etmesiyle olmuştur. Daha öncelikle Harem ve Dârüssaade ağalarını, devamında de Yeniçeri ağalarının da güvenini arkasına alarak ipleri kendisi aline alıp idareyi yönlendirmiş, Şahsına karşı olabilecek bütün güç odaklarını yeniçeriler vasıtasıyla yok etmiştir.  Saltanat içerisinde bulunduğu olumsuz durumlar, yeni sultanın validesini devlet idaresinde daha fazla işler yapmaya zorlayınca, Valide Kösem Sultan’la Hatice Turhan Sultan arasında büyük bir rekabet oluşur. Valide Kösem Sultan bu durumun ancak yeni bir evladın padişah olmasıyla sağlanabileceğini düşünerek Şehzade Süleyman lehinde çalışmalara başlamıştır. Hatice Turhan Sultan’ın, bu durumun bir cariye vasıtasıyla öğrenmesi Valide Kösem Sultanın planını bozguna uğratır. Bu sırada yeniçerilerin ayaklanması, Turhan Valide Sultan’ın payitaht yardımcıları olan ağalarının Mısır’a Ülkesine sürgün edilmesini istemişlerdir. Bu tehlikeli durum karşısında harekete geçen Turhan Sultan, kendi ağalarının da yardımıyla Osmanlı Devlet tarihinin belki de en kudretli ve güçlü kadını olan Valide Kösem Sultan’ı ortadan kaldırtır. Valide Kösem Sultan’ın kabri, kocasının Sultan Ahmet Camii’ndeki I. Ahmet türbesine defnedilmiştir. Ve bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar görevlendirilip iş başına getirildi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet üzerindeki siyasetindeki etkileri sona ermiş oldu.

Valide Kösem Sultanın Hayır İşleri

Eşi 1. Ahmet gibi hayır işlerinde de öncülük etmeyi çok sevip bunu prensip edinen Valide Kösem Sultan, etrafındaki fakirlere oldukça yardımlarda bulunmuştur. Her sene Receb-i Şerif ayında tebdili kıyafetle saraydan ayrılarak hapishanelere gitmiş; borcu sebebi ile hapishanede yatan mahkumların borçlarını ödemiş ve onların hapisten çıkmasına sebep olmuştur. Valide Kösem Sultan, katil kişiler bu yardımlardan nasiplenememişlerdir. Başlıca yaptırdığı hayır işlerinden biride Üsküdar’daki Çinili Camii, Boğaziçi’nde Anadolu Kavağı, Sultan Selim civarında Valide Medresesi Mescidi hep Kösem sultanın hayır işlerindendir. O dönemde Osmanlının topraklarında bulunan Mekke ve Medine’ye de yardım etmiş, fakirlerin bulunduğu yöre halkına da hatırı sayılır hayırlarda bulunmuştur.

Kösem Sultan Popüler kültüre etkileri

  • TRT yapımı IV. Murat 1980 TV dizisi Kösem Sultan Rolü Ayten Gökçer tarafından oynandı.
  • İstanbul Kanatlarımın Altında 1996 filmi, Kösem Sultan rolünü Üstün Performansıyla Zuhal Olcay oynadı.
  • “Mahpeyker” 2010 filminde Valide Kösem Sultan’ı genç oyuncu Damla Sönmez, yaşlılığını ise Selda Alkor canlandırdı.
  • ” Ankara Devlet Tiyatrosunun ”Murat Atak” Rejisiyle 2013-2014 sezonu oyunu.
  • Muhteşem Yüzyıl yapımcıları “Muhteşem Yüzyıl: Kösem Sultan” dizisi ile kösem sultanın hayatını üstün başarıyla sunmuştur. Kösem Sultan’ı Beren Saat canlandırmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *